VEGAN VE VEJETERYAN




Vegan  ve vejetaryenlik, bir yaşam tarzı, bir hayat felsefesi ve  biyoetik  bir  yaklaşımdır.Hindistan nüfusunun %35, İtalya ve Almanya nüfusunun %9, Amerika nüfusunun %4’ü (%5 şeklinde veriler de bulunmaktadır) vejetaryen iken, %2’si vegandır. Aynı şekilde İsveç’te de vejetaryen sayısının son beş yıl içinde artış gösterdiği ve bu yaşamı benimseyenlerin sayısında dörtte  bir  oranında  artış  olduğu  saptanmıştır.

Veganlık Nedir?

Veganlık ise hiçbir şekilde et, hayvanlardan elde edilmiş bal, süt, yumurta, yoğurt, kefir gibi ürünleri tüketmeyen ve bunun yanı sıra yün, ipek, deri gibi hayvansal ürünlerden yapılmış olan kıyafetleri kullanmayan bir vejetaryen tipidir. Diyetleri sebze, meyve, tahıl, yemiş (ceviz, fındık gibi) vb. besinlerden oluşmaktadır. Veganlar, hayvanlar üzerinde test  edilmiş  ürünlerin  (kozmetik  ürünler,  deterjan,  diş  macunu  vb.)  tüketimine  de  karşıdırlar. Veganlar ayrıca hayvansal yağ içeren sabunları ve süt içeren çikolata, kek, pasta gibi ürünleri de tüketmezler. Hayvanların kullanılması nedeniyle sirklere gitmezler ve canlı hayvanların kullanıldığı filmleri  izlemezler.


Vejeteryenlik nedir?

Vejetaryenlik, hayvansal etin tüketilmemesi, sekonder hayvansal ürünlerinin tercihe bağlı olarak tüketilmesi durumu olarak tanımlabilir. Tüketilen hayvansal ürün türlerine göre vejetaryenliğin tipleri bulunmaktadır. Lactoovo vejetaryenlik de hiçbir et (et, tavuk, balık) tüketilmemekte ancak hayvanlardan üretilen sekonder hayvansal ürünler (yumurta, süt, bal gibi) yenilmektedir. Lacto vejetaryenlik de hiçbir et, bunun yanı sıra yumurta da tüketilmez, bal, süt ve süt ürünleri tüketilir. Ovo vejetaryenlik; yumurta hariç hiçbir hayvansal ürünün tüketilmediği vejetaryen tipidir. Yani ovo-vejetaryenler sekonder hayvansal ürünler olarak süt ve süt ürünlerini tüketmektedirler. Pesco-vejetaryenlik; et ve tavuk yenilmediği ancak balık ve diğer deniz canlılarının tüketildiği vejetaryen tipidir. Polo-vejetaryen; hayvansal et olarak sadece kümes hayvanlarını tüketilmesidir. Semivejetaryenlik vejetaryen ve etçil beslenme arasında bir geçiş özelliğinde olan bir vejetaryen tipi olarak görülmektedir.Sadece tavuk ve balık olmak üzere haftada belli sayıda olacak şekilde sınırlı miktarda et tüketilmektedir. Bu diyette yumurta, süt ve süt ürünleri de tüketilmektedir. Vegetarian Society (Vejetaryen Derneği) tarafından semi, pesco ve polo vejetaryenliği hayvansal et tüketildiği gerekçesi ile vejetaryen olarak kabul edilmemektedir

Vejetaryenliğin  ilk  ortaya  çıkışına  ilişkin  kesin  bilgiler  bulunmamaktadır.  Avrupa  ve  Amerika kültüründe vejetaryenliğin eski tarihlere dayandığı düşünülmektedir. Avrupa’da vejetaryenlik ile ilgili ilk yazılı metinler Antik Yunan’da et yemeyen Orfeciler de rastlanmıştır. Vejetaryen olan Empodices, İÖ. 5. yüzyılda başka canlıları öldürmemenin bir erdem olduğunu söylemiştir. Birçok dinde hayvanlara iyi davranılmasına ilişkin kurallar bulunmaktadır. Hinduizm, Jainizm ve Budizm dinlerinde sağlık ve etik gerekçelerle 3000 yıl öncesine kadar vejetaryenlik anlayışı bulunmaktadır(Best,  2009:  371;  Kınıkoğlu,  2015:15;  Leitzmann,  2014).  Diğer  yandan  Yunan  filozof  ve matematikçi olan Pisagor’un reenkarnasyonu ileri sürmesi ile vejetaryenlik arasında bir bağlantı olduğu düşünülmektedir. 19. yüzyılda pek çok filozof ve bilim insanı onun görüşünden etkilenmiş ve vejetaryen bir beslenme tarzını benimsemişlerdir. Pisagor, etik vejetaryenliğin (etik gerekçelerle vejetaryen olmak) babası olarak da kabul edilmektedir. Vejetaryen beslenmenin uygulanmasına ilişkin gerekçeler aradan geçen 2500 yıl sonra değişikliğe uğraşmıştır. Eski Yunan’da hayvanların, insanlar ile iletişim kurabildiklerini inanmışlardır. Eski Yunan ve Eski Roma çağından sonra 16. yüzyıla kadar Avrupa’da vejetaryenlik ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Rönesans döneminde Leonardo da Vinci ve Aydınlanma Çağında Tryon, Rousseau, Voltaire gibi pek çok bilim insanın vejetaryen olarak beslendiği bilinmektedir. O zamanlar vejetaryenlerin sayısının çok az olduğu tahmin edilmektedir.

LOCKS



Uluslararası literatüre baktığımızda vegan/vejetaryen beslenmenin sağlık açısından olumlu sonuç verdiğini söyleyen çalışmaların olduğu gibi sağlıksız olduğunu söyleyen çalışmalar da bulunmaktadır. Araştırmalara göre vegan/vejetaryen bireylerin sağlığı, diğer bireylere göre daha iyi durumdadır. Vegan/vejetaryen bireylerin kan kolesterol düzeylerinin daha düşük düzeyde olduğu, kalpdamar hastalıkları, obezite, diabetes mellitus, arterioskleroz ve hipertansiyon gibi hastalıklarının daha az görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca vegan/vejetaryenler kuru baklagiller, ceviz, fındık, meyve, sebze ve tahıllı daha çok tükettikleri için kansere yakalanma olasılıkları da az olduğu söylenmektedir. Yalnız burada vurgulanan önemli bir nokta yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiği konusudur. Aksi takdirde vejetaryenlerde özellikle de veganlarda anemi, B12 vitamin eksikliği, osteoporoz gibi durumların görülebileceği ifade edilmektedir.

Thought-Provoking Art   Truth. How would you react if you found out your burger was made from cat meat? 🐱🐷 The only difference is perception.   Art by: @lauraklinke_art   #illustration #veganart #art #vegan #vegetarian #animals #cats #dogs #animalrights


Dr. Kınıkoğlu, özellikle az yağlı vegan beslenmenin kalp-damar sağlığı için yararlı olduğunu ve iyi planlanmış vegan beslenmenin hem hamilelik hem de çocukluk döneminde yararlı olduğunu ifade etmektedir. Bu dönemlerde (ayrıca emzikli, bebek, sporcu ve eve bağımlı bireyler) özellikle protein, kalsiyum ve B12 eksikliğine dikkat edilmeli, beslenmesi doğru bir şekilde planlanmalıdır. Ayrıca evrimsel süreci incelendiğinde insanın aslında otçul olduğu düşünülmektedir. Bu evrimsel süreçte insanlar ilk önce ot yemişler ve insanların diş yapıları, etçil hayvanlarınkine değil de otçul olanlarınkine daha çok benzemektedir .Clarys ve ark. tarafından yapılan bir araştırmada vegan, vejetaryen, semi-vejetaryenler, pesco vejetaryen ve omnivor (hepobur, hem et, hem de ot yiyen) bireylerin beslenme kaliteleri karşılaştırılmıştır. Araştırma sonucunda büyük oranda meyve, sebze ve lifli gıda tüketen, sodyum ve doymuş yağı az tüketen veganların diyeti aralarında en sağlıklısı bulunmuştur. Çoğunun lacto-vejetaryen ya da lacto-ovo vejetaryen olan Hindistan halkı ilgili yapılan bir araştırmada, (her ne kadar daha kapsamlı bir araştırmanın gerekliliği vurgulansa da) bu bireylerin beden kitle indeksleri daha normal seviyelerde olduğu ve diyabet görülme oranlarının daha düşük olduğu saptanmıştır.)

Yorumlar